top of page

Gel, 30'a kadar çocuk kalalım...


Kore/Hiking

Türk milleti başta olmak üzere, bir çok ülkede yaygın olan bir yaşam tarzı anlayışı vardır ki ben o kalıba sığamadım.

Anormal miyim?

Hayır..

Hadi gel 30 yaşına kadar çocuk olalım.

Bunu söylerken de bildiğimiz çocuk gibi, sorumluluk alma, aileye sırtını yasla, tecrübesiz kal demek istemiyorum.

Ama şimdi gel, farklı bir pencereden bakmaya çalışalım.

Normalde toplumun sana hazır sunduğu anlayış, doğ, büyü, okula git, derslerinin hepsi iyi olsun ki iyi bir lise, arkasından üniversiteye git, bitir, erkeksen askere falan git önce tabii, işe gir, para kazan, evlen, çocuk yap, çalışmaya devam et, işini sevmiyor musun? O kısımla ilgilenmiyoruz şu anda, çocukların için para biriktir, belki bayramlarda tatile git, eşini sevmiyor musun? Çok sulandırma çarkı, devam et, kim değiştirecek tonca şeyi, yaşlan, çocuklarını evlendir, müsait bir yerde öl.

Saygılar..

Ben çok marjinalim, oh ye kulum havalarında değilim elbette.

Elbette içinizden bunu düzenli hayat olarak görüp, böyle bir yaşam tarzıyla beslenen insanlar vardır, zaten aslında benim bu yazım, daha çok benim kafamdaki insanlar için. Biraz anormal gibi görünen hayatı yaşayınca, bunda sorun olmadığını anlatmak için buradayım ben.

Neden 30 dedim bilmiyorum, ama sanki 30 yaşına kadar, istediğim her şeyi denemeli, bolca hata yapabilmeli, hatalarımdan ders alabilecek olgunluğa gelmeliyim ben. Bir ofise girip, önce asistan sonra şu ve bu etiketlere gelme çabasından önce, hala yeni şeyler öğrenmeli, kendimi iyice tanımalı, kendimle daha çok barışmalı, düşüncelerimi daha çok özgürleştirmeliyim.

Peki neden ?

Ben daha önce haftanın her günü bir ofiste çalışma hayatını denedim, benim her gün kararlarımı sorguladığım zamanlardı o günler. Ne yapıyorum ben burada? Ama ben de pinterestteki insanlar gibi gezmek, yemek pişirmek, yoga yapmak, fotoğraf çekmek istiyorum.. diyip duruyordum..

E yap kardeşim kim tutuyor seni?

Öyle değil işte..En azından konu benim için öyle olmadı. Anladım ki ofis hayatına uygun değilmişim ben, bütün günümü aynı yerde, aynı insanlarla geçirirken yavaş yavaş başkasına dönüşmeye başlamıştım, yanımdaki mesai arkadaşlarımın her gün kayınvalide görümce konuşmasını dinler, bana acıyarak bakıp “Canım yıaaa sen ne zaman evleneceksin iciba?” diyen insanların yanında kuzu gibi oturur, sahi ya benim de evlenmem gerek galiba derdim.

Ne ara o konuma geldim, bilmiyorum. Çünkü biraz alışıldığın dışında olunca size hemmen hazır olan etiketler takılır “Evde Kaldın. “ Evet canım evde kaldım, çok da iyi yaptım.

Bıraktım işi gücü, geldim Shanghai’a. Hala öğrenciyim buralarda. Para da kazanmıyor değilim, ara ara yaptığım part-time işlerden gelir ve bursum ile gül gibi geçinip gidiyoruz.

Her gün yeni bir şey denemek, yeni bir şeyler öğrenmek istiyorum.

Kendime bu hakkı tanıdım, 30 yaşıma kadar ne yapmak istiyorsam onu yapacağım, sonra mı?

O zaten gelmeye hazır hep bekliyor, geç kalmaktan korktuğunuz şeyler, yapmanızın zorunlu olduğunu hissettiğiniz şeyler olmasın, kalbinizde her gün sizi biraz daha gıdıklayan şeyler olsun, varsın diğer şeyler geç gelsin.. Kaç kere daha böyle dinç ve cesur hissedeceksin ki?


You Might Also Like:
bottom of page